Tarihi kent dokusuna modern dokunuş
Değişik boyutlarda üst üste istiflenmiş ahşap kaplı kutulardan oluşan Odunpazarı Modern Müze binası bir yaşam alanı olarak tasarlandı.
Eskişehir’in tarihi Odunpazarı evlerinin arasında yer alan Odunpazarı Modern Müze (OMM) binası, mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates tarafından tasarlandı.
Kengo Kuma and Associates, çağdaş OMM binasında Odunpazarı bölgesinin tarihi dokusunu çağdaş bir bakış açısıyla buluşturuyor. Değişik boyutlardaki üst üste istiflenmiş ahşap kaplı kutulardan oluşan tasarımıyla bölgenin mimari tarzına uyumlu bir müze.
Odunpazarı sivil mimarisi, Osmanlı kubbe mimarisi ve geleneksel Japon mimarisinden esintiler taşıyan OMM mimarisinde dört ana unsur ön plana çıkıyor: Geometri, ışık, kümelenme ve ahşap.
Kendisi de Eskişehirli olan mimar ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından hayata geçirilen müzede, sokak manzaralarının sürekliliğini sağlamak için farklı boyutlarda kutu yığınları istiflenip merkeze doğru yükseltildi.
4500 m2’lik çağdaş sanat müzesi farklı büyüklüklerdeki sergileme alanlarının yanı sıra kafe, müze dükkanı ve atölye alanları da müzenin dinamik yapısını yansıtıyor. Zemin kattaki sergi salonu, büyük ölçekli kurulumlar, etkinlikler ve özel sergiler için kullanılırken, üst kat ise müze sahibinin özel koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Binanın ortasındaki atriyum her katın doğal ışık almasını sağlıyor.
Basit geometrik çizgilerin karmaşık görüntülere dönüşmesi, mekana süzülen nitelikli ışık, tek bir çizgiyi takip etmeyen formlar ile sıradanlığı kıran mimari kümelenme ve Odunpazarı’nın tarihi dokusuna gönderme yapan ahşap yapı sistemi, müze mimarisinin ilham kaynaklarını oluşturuyor.
Proje mimarları Kengo Kuma ve Yuki Ikeguchi, OMM binasının tasarım sürecini anlattı
OMM: Bu projenin dört ana unsuru olarak geometri, ışık, kümelenme ve ahşabı sıraladınız. Sizce ziyaretçiler OMM binasına girince en çok hangi öğeyi şaşkınlıkla karşılayacak?
Kengo Kuma: OMM binasında küçük ölçekli birimler kullanarak samimi, sıcak bir duygu yaratmak istedim. Nitekim binada dikey geometri yoktur. Sanırım ziyaretçiler, böyle geometrik bir binanın aynı zamanda organik olabileceğini görünce şaşıracaklar.
OMM: Bitmiş bir KKAA projesi binasına açılış gecesinde girdiğinizde ilk düşünceleriniz neler oluyor?
Yuki Ikeguchi: Son on yıldır mimar olarak çalışıyorum; bu nedenle binanın son halinin neye benzeyeceğini kestirebileceğimi düşünürüm. Ama her zaman bir sürpriz oluyor. Çoğu zaman binanın fotoğraflarını açılıştan önce çekeriz; ama tam bir mekan duygusu ancak ziyaretçiler büyük bir zevkle etrafa bakınmaya başladığında ortaya çıkar. Yani, bir projede en sevdiğim an, insanların içeri girip o binayı “kullanmaya” başladıkları andır.
Bir yaşam mekanı olarak müze
OMM: Mr. Kuma, birkaç kez müzeleri sanatın ötesinde birer toplum merkezi gibi gördüğünüzü söylemiştiniz.
Kengo Kuma: Evet, müzelerin 21. yüzyılda bir halk merkezi işlevi görebileceğini düşünüyorum. Müzeler birer sanat mekanı olmaktan öte, toplumun oturma odaları olabilirler. Esas fikir olarak OMM sıcak ve samimi bir yaşam mekanıdır. İşte bu yüzden inşaatta ahşap kullandık, binaya doğal ışık sağladık.
OMM: Binanın mimari tasarımı Odunpazarı’ndan esinlendi. Müzenin yer aldığı Odunpazarı eski bir Osmanlı mahallesidir. Mahallede eskiden odun satıldığını bilenler, üst üste yığılmış odunları ve Odunpazarı evlerini taşıyan iç içe geçmiş ahşap karkasları hatırlayacaklardır.
Yuki Ikeguchi: İnşaat alanı ararken yapılacak yeni binayı zincirin bir halkası gibi görürüz. Kentin özünü çekip çıkarıp bambaşka bir forma aktarmaya çalışırız. Böylece, eski ile yeni arasındaki bağ çok daha sağlam hale gelir.
Kümelenme fikri şöyle çıktı:
Her kutu bir konutu temsil ediyor, o ölçeğe tekabül ediyor veya ölçeği yansıtıyor. Tasarıma ayrıca sokak düşüncesini de katmak istedik, çünkü modern kentlerin aksine Odunpazarı’ndaki son derece belirgin sokak ölçeği binaların girinti çıkıntılarıyla oluşuyor.
Geleneksel ahşap evler dümdüz, çizgi çekmiş gibi dizilmiyor; örneğin ikinci kattaki bir cumba sokaktan geçenler için gerçekten çok güzel bir görüntü veriyor. İşte bu duyguyu müzenin iç mekanına katmak istedik: kutular arasından kıvrıla kıvrıla geçen bir yol.
Kaynak: archdaily.com + kkaa.co.jp + omm.art
Fotoğraflar: naaro